top of page

40 Yıl Evvel 40 Yıl Sonra Anadolu’da/ Refik Halid Karay


Romanlarını bir iki eksik hariç tamamlamıştım. İki öykü kitabı da ilk okuduklarım arasındaydı. Kronikleri, anılarını topladığı kitaplarını da ardı sıra okuduklarım listesine dahil etmiştim. Fakat yazarlık hayatı boyunca çeşitli gazete ve dergilerde yayımlanmış yazıları gayretli bir çalışma ile Memleket Yazıları serisi altında toplanmış, okunmayı bekliyordu. Hatta bu seri altında basılan kitapların önsözünde de Memleket Hikayelerinin yazarı olarak Refik Halid’i, bir de Memleket Yazıları yazarı olarak anılmasını umut ediliyordu.


Refik Halid Karay, 40 Yıl Evvel 40 Yıl Sonra Anadolu’da başlığı altından kitaplaştırılan yazılarında, Üç Nesil Üç Hayat’ta yaptığı Abdülaziz, Abdülhamit ve Cumhuriyet dönem kıyaslamasının bir benzerini bu kez bir yol güzergahı üzerinden yapıyor. 1910’lu yıllarda  mecburiyet icabı gezdiği Anadolu şehirlerini 40 yıl sonra fakat bu kez sürgün olarak değil, gazetesinin ona takdim ettiği yüklü bir yol harcırahı ile geziyor.


İki seyahatin menzilinde İstanbul, Bursa, Balıkesir, Edremit, Ayvalık, Bergama, İzmir, Manisa, Isparta, Burdur, Antalya, Alanya, Antakya, İskenderun, Ankara, Zonguldak, Bolu şehirleri var. Gezdiği yerleri de sürekli 1910’lu yıllarda geldiğindeki vaziyetle kıyaslayarak şehirlerin değişen, gelişen ya da geriye giden yanlarını ortaya koyuyor. Kitabı okurken kendinizi ister istemez bugünkü durumla kıyas eder halde buluyorsunuz.

Kitap sayesinde tarihi biraz geriye alıp, 1950’lelere gitme imkânım oldu. DDT benim de gündemime girdi mesela. Bozuk şose yollar sanki bugünün bir meselesiymiş gibi rahatsız etti beni. Otellerin halinden ben de şikayetçi oldum kitabı okuduğum süre boyunca. Refik Halid okumak bir tür zamanda yolculuk demek. Bu durum, bir anı kitabını okurken de romanlarını okurken de ya da bir gezi yazısını okurken de değişmiyor. Standardını daima koruyor.


Nasıl ki Refik Halid tarafından 1910 ile 1950 yılları kıyaslanmışsa, başka bir yazar tarafından 1950 ile 2020 kıyaslanıp 70 Yıl Sonra Anadolu’da adıyla neden yayımlanmasın?


Neyse, hayal kurmayalım şimdi.

Son Yazılar

Hepsini Gör

Ceza Hikayeleri

Mehmet Ali Başaran’ın ‘Ceza Hikayeleri’ isimli kitabı geçtiğimiz Ekim ayında Pınar Yayınları vasıtasıyla okurla buluştu. Kendi başından geçen ve alanda çalışan hukukçuların şahit oldukları hikayeleri

bottom of page