Irwin Yalom’un terapistlere mirası olarak addedilebilecek, terapi hakkında fikirlerinin toplandığı Bağışlanan Terapi kitabının bölümleri ve bölümlerin dikkat çekici kısımları alıntılanarak sayfaya eklenmiştir. Bölümlerin bitiminde ise Yalom’un anlattığı konuları desteklerken adını andığı kitaplar, toplu olarak listelenmiştir. İyi okumalar!
Bölümler ve Alıntılar
Bölüm 1: Gelişimin Önündeki Engelleri Kaldırın
Genç bir terapistken okuduğum en yararlı kitap Karen Horney’in Nevrozlar ve İnsan Gelişimi adlı kitabıydı. Ve kitaptaki en yararlı tek kavram insanoğlunun içinde kendini gerçekleştirmeye yönelik bir doğal eğilimin bulunduğu şeklindeydi.
…Çalışmalarımda yeni bir bakış açısı kazandırarak psikoterapiye yaklaşımımı sonsuza dek değiştirdi: benim görevim hastanın yolunu tıkayan engelleri kaldırmaktı. s.19
Yeni Freudçuluk: Freud’un dürtü teorisini reddedip yerine sosyal çevrenin etkisini merkeze koyan akım. En iyi tanınan bireyler arası ilişki teorisyenleri: Harry Stuck Sullivan, Eric Fromm ve Karen Horney.
Bölüm 2: Tanıdan Kaçının
Tanı görüş açısını daraltır, karşıdaki kişiyle insan olarak ilişki kurma yeteneğini azaltır. Bir kez tanı koyduktan sonra hastanın o belirli tanıya uymayan yönlerine dikkat etmeme ve ilk tanımızı doğrular nitelikte görünen gizli özelliklerle aşırı ilgilenme eğilimi gösteririz. Dahası kendini gerçekleştiren bir kehanet işlevi de görebilir. Hastanın tanıdan doğan özelliklerini uyarmaya ve sürekli kılmaya hizmet edebilir.
İlk görüşmede tanı koymak, onuncu görüşmede tanı koymaya göre daha zor olması hangi terapisti şaşırtmaz. s.22
Hiç kuşkusuz, DSM 4’ün Çin Lokantası menüsü biçiminin akıl sağlığı uzmanlarına gülünç görüneceği zamanlar gelecektir.
Bölüm 3: Yol Arkadaşları Olarak Hasta ve Terapist
Kitap: Boncuk Oyunu/Hermenn Hesse( En sevdiğim iyileşme hikayelerinden biri)
Ben hastalarımı ve kendimi yol arkadaşları olarak görüyorum.
Bu işin içinde hep beraberiz ve hiçbir terapist, hiç kimse varoluşun yapısında bulunan trajedilere karşı bağışıklı değil.
Bölüm 4: Hastayla İlişki Kurun
Hastaların çoğunluğu içtenlik alanında çatışma yaşar ve terapide yalnızca içten bir ilişki yaşayarak yardım alırlar. Bazıları içtenlikten korkar, çünkü temelde kabul edilemez, iğrenç ve affedilmez bir yanı olduğuna inanırlar. Bazıları ise sömürülmekten, bağımlılıktan ya da terk edilmekten korktukları için içtenlik kaçarlar; onlar için de beklenen felaketin gerçekleşmediği içten ve ilgi gösteren bir terapötik ilişki onarıcı bir duygusal deneyim haline gelir.
…. Birbirimize nasıl davrandığımızla ilgili her ayrıntıya büyük önem veririm. Hasta bugün uzak mı görünüyor? Rekabetçi mi? Aşırı derece saygılı mı? herhangi bir konuda itirazını nadiren mi dile getiriyor? Benimle yaptığı hayali konuşmalarda kullandığı sözcükler neler? Bütün bunları bilmek isterim. Bir saatin sonunda ilişkimizi kontrol etmeden geçmesine asla izin vermem ve bunun bazen şu basit soruyla yaparım: ‘sen ve ben, bugün nasılız? Ya da bugün aramızdaki alanı nasıl görüyorsun? Bazen hastadan kendisini gelecekte görmesini isteirm. Yarım saat sonrasını düşün, arabanla eve giderken seansı düşünüyorsun, burası hakkında sen ve ben hakkında neler hissedeceksin? Bugünkü ilişkimizle ilgili konuşulmamış ifadeler ya da sorulmamış sorular neler olacak?
Bölüm 5: Destekleyici Olun!
Hastalar yıllar sonra geriye dönüp baktığında neyi hatırlarlar?
Yanıt: İçgörüyü, terapistin yorumlarını değil. Genellikle terapistlerinin olumlu destekleyici ifadelerini hatırlarlar.
Olumlu düşünce ve duygularımı hastalarıma düzenli bir şekilde ifade etmeye özen gösteririm. Bunun için çok sayıda özellikten faydalanırım: hastalarımın toplumsal becerileri, entelektüel merakları, sıcaklıkları, yüzleşmedeki cesaretleri, değişmeye kararlı oluşları, kendilerini açmalarında isteklilikleri, çocuklarına karşı gösterdikleri sevgi dolu yumuşaklıkları, istismar döngüsünü kırma ve sorunu sonraki kuşağa geçirmemeedeki kararlılıkları. Cimri olmayın!-Bunun bir anlamı yok, bu gözlemleri ve olumlu duygularınızı ifade etmeniz için her türlü neden mevcuttur. Ve boş iltifatlardan kaçının- desteğinizi geri beslemeniz ya da yorumlarınız kadar açık ve kesin yapın. Terapistin gücünü unutmayın- hastalarımızın en mahrem yaşam olaylarını, düşüncelerini, fantezilerini bilmemizden kaynaklanan güçtür bu. Sizi bu kadar yakından tanıyan birinin kabul ve desteği olağanüstü derecede onaylayıcıdır.
… Eğer seansa kendimi verdiysem ve bittiği için üzülüyorsam bu seansı bitirmeyi hiç istemediğimi söylerim. Ve -bir itiraf: her terapistin küçük gizli ihlaller deposu vardır!- saati birkaç dakika aşarak bunu ifade etmekten çekinmem.
Bölüm 6: Empati: Hastanın Penceresinden Bakmak
‘Hastalar tamamen görüldüklerini ve tamamen anlaşıldıklarını hissetmekten inanılmaz yarar görürler.’ S.36
Seanslardan sonra terapistin önemli gördüğü yerler ile danışanların akıllarından kalan, etkilendikleri konuşmaların durumların birbirinden çok farklı olması. Yalom’un Ginny vakası. Ya da bazen danışanlarımızın bize söylediği: ‘Hocam bir sözünüzü unutmuyorum.’ Ben de merak ediyorum acaba onu bu kadar etkileyebilecek hangi üst düzey cümleyi kurmuşum… Yanıt geliyor, örneğin; mükemmel olmak zorunda değilsin demiştiniz diye. Şaşırıyor, kalıyorum. Ama şaşırmamak lazım. İki algı birbirinden çok farklı olabiliyor.
Empatinin Öğretimi
Öğrencilerine empatiyi öğretirken Eric Fromm iki bin yıl öncesinden Terentius’un sözlerinden alıntı yapar sık sık –‘Ben bir insanım ve insani hiçbir şeyin bana yabancı kalmasına izin veremem.’- ve ne kadar çirkin şiddet dolu, şehvetli, mazoşist ya da sadistçe olursa olsun hastaların her türlü eylem ve fantezisine karşılık gelen yönleri kendime karşı açık olmamız konusunda ısrar eder. Eğer açık olamıyorsak kendimize ait o bölümü neden kapamayı tercih ettiğimizi araştırmamızı önerir.
Kitap Tavsiyesi: Her gün Biraz Daha Yakın/ Irwin Yalom
Bölüm 7: Empatiyi Öğretin
Kritik soru şu: Burada benim için soru mu var? Mesela danışan sizi sıkıyorum galiba, beni her hafta görmekten bıkıyorsunuz galiba gibi durumların üzerine gitme becerisi.
Danışanlarınızın genellikle bireyler arası ilişkileri sürdüremedikleri ya da geliştiremedikleri için bize geldiklerini unutmayın. Çoğu kişi başkalarının duygu ve deneyimleriyle empati kurmada başarısızdır.
Bölüm 8: Hastanın Sizin İçin Önemli Olmasına İzin Verin
Vahim bir örnek: Londrada bulunan Tavistock Kliniğindeki bir analistin grubunda 10 yıl sonra büyük değişimler olması fakat gruptaki tek değişmeyen üyenin analist olması. Sonrada bunu Yalom’a işte oğlum iyi teknik budur demesi.
Başka insanlarla birlikte bu kadar uzun süre birlikte olup, onlar tarafından etkilenip değişitirilmenize yetecek kadar önem taşımalarına izin vermemek üzücü. … Bırakın zihinlerinize girsinler, sizi etkilesinler, değiştirsinler- ve bunu onlardan gizlemeyin.
Bölüm 9: Hatalarınızı Kabul Edin
Analist Winnicott: Kötü annelerle iyi anneler arasındaki farkın hata yapmak değil, hatalarıyla yaptıkları olduğunu söylemişti.
Yetenekli Analist Sandor Ferenczi hastasına: belki kör noktalarımdan bazılarının yerini bulmama yardımcı olabilirsiniz, diyordu.
Eğer bir hata yaparsanız bunu kabul edin. Herhangi bir gizleme girişimi eninde sonunda geri tepecektir. … Dahası hatanın açıkça kabulü danışan açısından iyi bir örnek oluşturur ve hastaların sizin için önemli olduğuna ilişkin bir işarettir.
Bölüm 10: Her Hasta İçin Yeni Bir Terapi Yaratın
İlişki dinamiktir ve her an daha da gelişmektedir. Ayrıca sürekli bir deneyim ve sonra süreci inceleme dizisi birbirini takip eder.
Terapi akışı özünde kendiliğinden olmalı, sonsuza dek önceden belirlenmemiş nehir yataklarını takip etmelidir.
Terapistler en önemli görevlerinin, kendisi değişimin etkeni olacak bir ilişki meydana getirmek olduğunu hastaya ifade etmelidir.
Terapistlik=Piyano. İnsanın piyano çalmayı öğrenmek için bir tekniğe gereksinimi vardır, fakat eğer kişi müzik yapacaksa en sonunda öğretilmiş tekniği aşmalı ve kendiliğinden hareketlerine güvenmelidir.
Bölüm 11: Terapötik Söz Değil, Terapötik Eylem
Hastadan öğrenme fırsatını değerlendirin. Hastanın terapi sürecinde neyin yararlı olduğuna ilişkin görüşünü sık sık sorgulamaya özen gösterin!!!
Bölüm 12: Kişisel Terapiye Girin
Soru: Terapistin en değerli aracı nedir? Yanıt: Terapistin Benliği
Genç terapistler kendi nevrotik konuları üzerine çalışmalıdır; geribeslem kabul etmeyi öğrenmeli, kendi kör noktalarını keşfetmeli ve kendilerini başkalarının gördüğü gibi görmelidir.
Son olarak psikoterapi talepkar bir girişimdir ve terapistler bu girişimin doğasındaki sayısız tehlikeyle baş edecek farkındalığı ve içsel gücü geliştirmek zorundadır.
Yaklaşımların çeşitliliği; Hizipçilikten kaçınmak ve her tür terapi yaklaşımın gücünü takdir etmeyi öğrenmek genç terapistler için çok önemlidir. …… yani terapötik girişiminin altında yatan karmaşıklık ve belirsizliği daha fazla takdir etme yetisi.
Bölüm 13: Terapistin Pek Çok Hastası Vardır; Ama Hastanın Yalnızca Bir Terapisti
Bölüm 14, 15, 16, 17,18, 19: Şimdi-ve-Burada
Burada ve şimdiyi kullanmanın ardındaki mantık iki temel varsayımına dayanır: 1) Bireylerarası ilişkilerin önemi ve 2) Toplumsal mikrokozmos olarak terapi fikri.
Özetleyecek olursak, burada ve şimdiyi kullanmanın mantığı insan sorunlarının büyük ölçüde ilişkiye bağlı olduğu ve bireyler arası sorunlarının en sonunda terapi karşılaşmasının burada ve şimdisinde kendini göstereceği şeklindedir.
Eğitiminizi önemli kısmı burada ve şimdiye odaklanmayı öğrenmektir. S.65
Terapi, canlı bir Rorschach testi gibidir- hasta algılarını tutumlarını ve kendi bilinçdışından gelen anlamları terapiye yansıtır.
… Çünkü başka hastalarla yakın ilişkiler kurmam onlar için çok az sevgim kaldığını akla getiriyordu. #kıtlık ekonomisi
Antenleri Aç!
Bölüm 20: Veri Olarak Kendi Duygularınızı Kullanın
Terapideki en önemli görevlerimizden biri o anki duygularımıza kulak vermektir. -bu duygular değerli verileri temsil ederler. Eğer seansta sıkılır, sinirlenir, kafanız karışır, cinsel olarak uyarılır ya da hasta tarafından dışlandığınızı hissederseniz bu durumu değerli bir bilgi olarak görün.
Eğer kendinizle ilgili çalışır kör noktalarınızı fark ederseniz, danışanın hissettirdiklerinin ne kadarının size ait olup ne kadarının danışanla ilgili olduğu ayrımını yapabilirsiniz.
Bölüm 21: Burada ve Şimdi Yorumlarını Dikkatle Biçimlendirin
Kullanılan dil çok önemli: Bugün seni mesafeli, uzak ya da kopuk hissediyorum kelimeler daha fazla tercih edilmeli, daha yakın , daha ilgili olma isteğinizi dile getirir ve danışanlarınızın bundan alınması zordur. Başka deyişle ne hissettiğiniz hakkında konuşun. Hastanın ne yaptığı ile ilgili değil.
Bölüm 22: Her Şey Burada ve Şimdinin Yaranınadır
Danışanların duygularını boşlukta göstermediklerini ve ağlamadıklarını unutmayın- bunu sizin önünüzde yapıyorlar ve duyguların ifadesini anlamını tam olarak kavramayı sağlayan şey burada ve şimdinin keşfidir
…. Etkin bir terapinin ardışık bir sıra izlediğini unutmayın: duygunun uyanışı ve yaşanışı, ardından analizi ve bütünleşmesi.
Her şey- özellikle şiddetlenmiş duyguları içeren olaylar- terapinin yararınadır.
Bölüm 23: Her Seansta Burada ve Şimdiyi Kontrol Edin
Seans verimli ve sorunsuz olsa da her seansta burada ve şimdi hakkında sorular sormaya gayret ederim. Şöyle sorarım: bugün sen ve ben aramızda neler olduğuna bakalım? Aramızdaki boşlukta neler olduğuna bir bakalım mı? Bu örüntüye ilk seansta ilişkimizin henüz tarihi oluşmadan başlarım. İlk seanslarda normları oluşturmaya başlamak oldukça önemlidir.
İlk seans iki yönlü bir söyleşidir. Ben sizinle söyleşi yaparım, ama aynı zamanda sizinde beni tartmanız ve benimle çalışmanın nasıl bir şey olacağına ilişkin fikir sahibi olmanız için iyi bir fırsattır.
Bölüm 24: Bana hangi yalanları söyledin?
Bölüm 25: Boş Perde mi? Unutun Gitsin! Gerçekçi Olun!
Freud, şahsen ve arsızca hastalarının hayatlarına giriyordu.
… 1950’lerde Carl Rogers yönlendirici olmayan terapisi, terapistlere en alt düzeyde talimat vermeleri, müdahaleleri yalnızca hastannın son cümlesini yinelemeyle sınırlandırma tavsiye edince ilk boş perde modeli beklenmedik bir kaynak tarafından destek görmüş oldu. Carl Rogers terapist olarak olgunlaştıkça bu son cümle görüşme tekniğini kullandığı, kopuk duruşu tamamen terk edip çok daha insancıl etkileşim tarzını benimsedi.
… Terapistin davranış normu oluşturmak için şahsen model olmadan daha güçlü bir yönetimi yoktur. Örneğin; sınır koyma.
Bölüm 26: Terapistin Kendini Açmasının Üç Türü
Terapistin donuk kalması ve hastadan kendini gizlemesi ters etki yapar. Üç tür kendini açma alanı 1) terapinin mekanizması, 2) burada ve şimdi duyguları 3) terapistin kişisel hayatı.
Bölüm 27: Terapinin Mekanizması- Şeffaf Olun
Batılı doktorlar yüzyıllardır huşu duygusunu uyandırmak ve plasebo etkisini(beyaz gömlekler, prestijli diplomaların asılı olduğu duvarlar ve latince yazılar reçeteler, arttırmak üzere tasarlanmış donanımlar kullanmışlardır.
Hastalar kendilerini terapiye getiren temel kaygıyla yeterince yüklüdürler zaten, bu nedenler onları ikinci bir kaygıya -uygun davranış ve ya katılım konusunda belirli bir kuralın olmadığı açık ve toplumsal ortama maruz kalmaktan doğan kaygı- yaratacak bir sürece sokmanın hiçbir anlamı yoktur. O yüzden hastaları psikoterapi süreci için sistematik olarak hazırlamak akıllıca olacaktır.
Bölüm 28: Burada ve Şimdi Duygularını Açıklama: Yargı gücünüzü kullanın
Temel soru terapistin bu açılması hastanın lehine mi?
Bölüm 29: Terapistin Kişisel Hayatını Açması- Tedbirli Olun
Bölüm 30: Kişisel Hayatınızı Açmak- Uyarılar
Eğer herkesin bilmesini istemediğiniz bir şeyiniz varsa bunu terapide paylaşmayın.
Bölüm 31: Terapistin Şeffaflığı ve Evrensellik
Bölüm 32: Hasta Kendinizi Açmanıza Direnecektir
Danışanlar terapistlerin her şeyi bilen, sonsuz derecede güvenilir ve ebedi olmalarını isterler.
Bölüm 33: Sahte Tedaviden Kaçının
Bölüm 34: Hastayı Sizin Gittiğinizden İleriye Götürmeye Dair
… Gittiğimden daha ileriye götürüp götüremeyeceğimi sorgularım.
Bölüm 35: Hastanın Size Yardım Etmesine Dair
Terapistin hastaların yardım görmesinin sık yaşanan bir şey olduğuna inanıyorum. Jung yaralı şifacının artmış etkinliğinden söz eder sık sık. Hatta terapinin en fazla hastanın terapistin yarası için mükemmel merhemi getirdiğinde işe yaradığını ve terapist değişmediğinde hastanın da değişmediğini iddia eder.
Bölüm 36: Hastanın Kendini açmasını Teşvik Edin
Yatay Açma: açma eylemine ilişkin açmadır. Bugün bunu anlatmanı sağlayan ne oldu?
Dikey açma: açmanın içeriğindeki derinine inmesi
Bölüm 37: Psikoterapide Geri Beslem
Bölüm 38: Etkili ve Yumuşak Bir Şekilde Geri Beslem Verin
….Birincisi hastayı müttefik olarak belirler burada ve şimdi gözlemlerimi sunmak için ondan izin isterim. -İlişkiyi adeta bir araştırma laboratuvarına dönüştürmek.
….Eğer kendi duygularıma odaklanırsam, savunma oluşturma olasılığım çok daha düşük olur.
Bölüm 39: Parçalar Kullanarak Geri Beslemin Kabulünü Arttırmak
Genel geribeslemler vermekten kaçının, geri beslemlerin odaklı ve açık olmasına özen gösterin.
….. ‘Parçalar’ kullanmak, terapinin pek çok aşamasında ortaya çıkan inkar ve direnci yok etmek için işe yarar bir kavramdır.
Bölüm 40: Demiri Tavında Dövmek
Geri beslemi tam da o konu ile ilgili bir şey ortaya çıktığında vermek önemli.
Bölüm 41: Ölüm Hakkında Konuşmak
Ölüm her terapi ortamını ziyaret eder. Varlığına aldırmamak tartışılmayacak kadar korkunç olduğu mesajını verir. Ancak çoğu terapist ölümü tartışmaktan kaçınır.
….Terapi seyrinde ölümle yüzleşmek birkaç iyi neden vardır. Birincisi, terapinin bir insanın yaşamının seyir ve anlamının derin ve kapsamlı keşfi olduğunu aklınızdan çıkarmayın; ölümün varoluşumuzdaki merkeziyeti, ölüm ve yaşamın birbirine bağımlı olduğu düşünülürse ona nasıl aldırmazlık edebiliriz?
Bölüm 42: Ölüm ve Yaşamın Güçlenmesi
…Ölümün fizikselliği insanı tahrip etse de ölüm fikri onu korur.
Ölümcül hastalığı olanlarla çalıştığım yıllarda ölüm karşısında hastalar bilgeleştiklerini hissediyorlar, değerlerinin önceliğini, yeniden belirliyor ve yaşamlarındaki önemsiz şeylerin değerini düşürmeye başlıyorlar.
Heidegger iki tür varoluştan söz eder: sıradan tarz ve ontolojik tarz. Sıradan tarzda insan madde dünyasında yaşar ve onun tarafından tüketilir – dünyadaki şeylerin nasıl olduğuna ilişkin hayranlıkla dolar içimiz. Ontolojik tarzda tek başına varolmaya odaklanırız yani dünyadaki şeylerin varoluşuna karşı hayranlık duyarız.
…En güçlü sınır deneyim insanın kendi ölümüyle yüzleşmesidir.
Bölüm 43: Ölüm Hakkında Nasıl Konuşmalıyız?
….Korkuyu parçalara ayırmak ve ölüm hakkında korku veren şeyin ne olduğunu sakin bir şekilde sorgulamak genelde işe yarar.
Ölümle ilgili endişelerin sıklıkla cinsellik kisvesi altında göründüğünü aklınızda çıkarmayın. Seks ölümün etkisini ortadan kaldıran bir şey, ölümün mutlak karşıtıdır. Büyük ölüm tehdidine maruz kalan bazı hastaların zihnini birdenbire cinsel düşünceler kaplar.
Bölüm 44: Hayatın Anlamı
Mezar taşlarına ne yazılmasını istediklerini sormak hayatın anlamı hakkında konuşma konusunda araç olabilir. Hayatın anlamıyla ilgili sorular özgecilik, hedonizm, bir davaya kendini adama, üretkenlik, yaratıcılık, kendini gerçekleştirme gibi amaçların tartışılmasına götürür.
Bölüm 45: Özgürlük
Karşılaşıldığında şiddetli kaygı uyandıran dört nihai endişe dört temel varoluş gerçeği tanımlamıştım: ölüm, yalıtım, anlamsızlık, özgürlük. Özgürlük ve kaygı arasındakli bağlantı sezgisel olarak görülmez, çünkü ilk bakışta özgürlü yanlızca açıkça olumlu çağrışımları içerir görünmektedir.
…. Özgürlük, psikolojik olarak karmaşıktır ve kaygıyla kaplıdır.
‘Özgürlüğe mahkumuz. ‘ Sartre
Bölüm 46: Hastaların Sorumluluğu Üstlenmelerine Yardımcı Olma
#Kurbandan——-à sorumluluk almaya.
Eğer daha anlamlı bir terapötik değişim umuyorsak hastalarımızı sorumluluk üstlenmeye -yani kendi sıkıntılarına nasıl katkıda bulunduklarını kavramalarına teşvik etmeliyiz.
…. Terapist şunu söyleyebilir. Başına gelen kötü olayların yüzde doksan dokuzu başkalarının suçu olsa bile geriye kalan yüzde birlik kısma bakmak istiyorm.- yani senin sorumluluğun olan kısma. Çok sınırlı olsa da senin rolüne bakmalıyız, çünkü sana en çok orada yardımcı olabilirim.
Bölüm 47: Asla (Hemen Hemen Asla) Hasta Adına Karar Vermeyin
Bölüm 48: Varoluşsal Temele Doğru Via Regia
Karar ikilemleri özgürlük kaygısını başlattığı için çoğu hasta aktif kararlardan kaçınmak için her çareye başvurur. Bu nedenle bazı hastalar karar vermekten kurtulmayı isterler ve çeşitli kurnazlıklarla dikkatsiz terapistleri karar yükünü üzerlerinden almaları için kandırırlar.
Bölüm 49: Karar Vermeye Dirence Odaklanmak
Seçenekler dışlanır- bu kavram pek çok karar verme zorluğunun merkezinde yatar. Her evet için hayır olmalıdır. Kararlar pahalıdır, çünkü vazgeçmeyi gerektirmektedir.
Bölüm 50: Öğüt Vererek Farkındalığı Kolaylaştırmak
Bölüm 51: Kararları Kolaylaştırmak -Diğer Yollar
Karen Horney bazen belki kızgınlıkla şöyle der, ‘ Hiç kendine ne istediğini sormayı düşündün mü? Bazı hastalar bir şey hakkına sahip olduklarını düşünmezler, bazıları istemekten vazgeçer kaybetmenin acısından kaçarlar.
Bölüm 52: Terapiyi Sürekli Bir Seans Olarak Düzenleyin
…Terapi en fazla sürekli bir seansta yaklaştığında yararlı olur. Diğerinden kopuk terapi seansları çok daha az etkindir.
Bölüm 53: Her Seansta Not Alın
Yazacak önemli bir şey olmadığını görüyorsam bu bile önemli bir veridir ve büyük bir olasılıkla terapinin durgunlaştığını ve hasta ve benim yeni bir alana geçemediğimizi göstermektedir.
Bölüm 54: Kendini İzlemeyi Teşvik Edin
Bölüm 55: Hastanız Ağladığında
‘Eğer gözyaşlarının sesi olsaydı ne söylerdi?’
Bölüm 56: Hastalar Arasında Kendinize Zaman Verin
Bölüm 57: İkilemlerinizi Açıkça İfade Edin
Bölüm 58: Ev Ziyaretleri Yapın
Bölüm 59: Açıklamayı Çok Ciddiye Almayın
Terapistler yorum ve içgörüyü hastalardan çok daha fazla değer verirler.
… Fakat açıklama arayışı bizi birbirimize bağladı…
Bölüm 60: Terapiyi Hızlandıran Araçlar
Kullandığım en etkili müdahalelerden biri ‘Ben kimim’ alıştırmasıdır. Her üyeye sekiz kağıt parçası verilir ve her kağıda ben kimim sorusuna bir cevap yazması istenir. (bazı olası cevaplar: eş, kadın, Hristiyan, kitapsever, anne, doktor, atlet, cinsel bir varlık)
Yeni başlayan terapistler sessizlik içinde oturulması ya da sessiz bir duygu alışverişine izin verilmesini gereken zamanlar olduğunu öğrenmelidir; bazen de hastaların düşüncelerinin ifade edilebilecek bir şekilde oluşması için beklemek gerekir.
Eşli aile fotoğrafları istemek
Ölen kişiye mektup yazmak
Rol yapmak
Boş sandalye
Bölüm 61: Hayatın Giysili Provası Olarak Terapi
Bölüm 62: İlk Yakınmayı Kaldıraç Olarak Kullanın
Hasta ve terapist arasında meydana gelen aksilikler terapinin talihsiz bir komplikasyonu değil, kaçınılmaz ve önemli bir gelişmeydi.
Bölüm 63: Hastanıza Dokunmaktan Korkmayın
Bölüm 64: Hastalarla cinsel İlişkiye Girmeyin
Güçlü cinsel duygular terapi ortamının peşini bırakmaz. Hasta ve terapist arasındaki olağanüstü yakınlık düşünüldüğünde bu nasıl olmasın ki. Hastalar düzenli olarak terapistlerine aşk ve yada cinsellik duyguları geliştirirler. Bu aktarım deneyiminin nedeni ; hastalar çok nadir bulunan zevk ve memnuniyet verici bir ortama maruz kalırlar. Her sözleri büyük bir ilgiyle incelenir, geçmişe ve şuana ait bütün olaylar derinlemesine araştırılır, bakılıp doyurulur ve koşulsuz olarak kabul edilip desteklenir.
Terapistler mazoşist hastalarını döverek memnun etmedikleri gibi seks özlemi çeken hastalarla da cinsel ilişkiye girmemeleri gerekir.
… Terapi ortamında ortaya çıkan duyguların genellikle kişiden çok role ait olduğunu aklınızdan çıkarmayın; aktarımsal hayranlığın sizin kişisel çekiciliğinizin ya da cazibenizin bir işareti olduğunu düşünme yanlışına düşmeyin.
Bölüm 65: Yıl Dönümü ve Hayat Aşaması Konularını Arayın
Bölüm 66: Terapi Kaygısına Asla Boş Vermeyin
Bölüm 67: Doktor, Kaygımı Kontrol Et!
Eğer hasta kaygılıysa yüklüyse ve biraz rahatlamak için yalvarıyorsa şu soru genellikle işe yarar, ‘Söyleyebileceğim en mükemmel şey ne olurdu? Kendini daha iyi hissetmen için ne söyleyebilirim.’ Elbette hastanın mantıklı zihni ile konuşmuyorum Hastanın çocuksu tarafına hitap ediyor ve sansüre uğramamış serbest çağrışımlarını soruyorum.
Bölüm 68: Aşkın Celladı Olmak Üzerine
‘Bir gün yanımdan bir serçe geçti, ve… ben bir kartal gördüğümü sandım. Şimdi bütün dünya bana ne kadar yanıldığımı göstermekle meşgul. – ve avrupa’da bu konuda dedikodunun alasını yapıyorlar. Eh,kim daha iyi durumda. Onların deyişiyle ‘aklı çelinen’ bu kuşun çağrısıyla bütün bir yazı daha yüksek bir umut dünyasında geçiren ben mi yoksa hiçbir aldatmaca yaşamayan onlar mı?’ Nietzsche
İnsan arzusunu sever, arzu edileni değil. Nietzsche
Bölüm 69: Geçmişi Öğrenmek
Bölüm 70: Hastanın Gündelik Programını Öğrenmek
‘Lütfen bana sıradan bir gününün ayrıntılı bir özetini ver.’
Bölüm 71: Hastanın Hayatında Kimler Var
Terapinin başlangıcındaki en önemli görevlerimden biri hastanın hayatında kimlerin olduğunu öğrenmektir.
Bölüm 72: Önemli Diğeriyle Söyleşi Yapın
Hastalarımın hayatlarında önem taşıyan kişilerle yaptığım görüşmelerden asla pişman olmamışımdır.
… Çiftin bir üyesinden elde ettiğiniz gizli bilgiler yüküyle çifti tedavi etmeye kalkarsanız kısa sürede bir şeyler saklayan ve iki yüzlü davranış içine girersiniz. Çift terapisi en iyi şekilde, iki üyeye eşit derecede sadakat duyan bir terapist tarafından yapılır.
Bölüm 73: Önceki Terapileri İnceleyin
Bölüm 74: Gölgenin Gölgesini Paylaşmak
… Winnicott’un karanlık güdülerini paylaşma konusunda oldukça cüretkardı. Bir meslektaşım çocuklarına karşı duydukları öfke yüzünden endişelenen hastalarını tedavi ederken sıklıkla Winnicott’un, annelerin bebeklerinden nefret etmelerinin on sekiz nedenini gösteren makalesinden alıntılar yaparlar.
Bölüm 75: Freud Her Zaman Hatalı Değildi
Bölüm 76: CBT Sanıldığı Gibi Değil, Ya da EVT Öcüsünden Korkmayın
Kanıta dayalı terapiler…
Bölüm 77: Rüyaları Kullanın, Kullanın, Kullanın
#Bilinçdışına giden kraliyet yolu
Bölüm 78: Rüyaların Tam Yorumu mu? Unutun Gitsin?
Rüyalara pragmatik yaklaşımı benimserim.
Bölüm 79: Rüyaları Pragmatik olarak Kullanın: Talan Edip Yağmalayın
Bölüm 80: Bazı Rüya Seyir Becerileri Geliştirin
Fritz Perls rüyadaki her şeyin rüya görenin bazı yönlerini temsil ettiğini düşünmüş ve rüyayı görenden rüyadaki her nesnenin yerine konuşmasını istemiştir.
Bölüm 81: Hastanın Hayatını Rüyalarından Öğrenin
Bölüm 82: İlk Rüyaya Dikkat Edin
Bölüm 83: Mesleki Tehlikelere Karşı Dikkatli Olun
….Psikoterapi talepkar bir uğraştır ve başarılı bir terapistin iş hayatında karşılaşması kaçınılmaz oaln yalıtma, kaygıya ve düş kırıklığına dayanabilmesi gerekir.
Ben psikoterapiyi bir meslekten çok bir uğraş olarak görmüşümdür.
Bölüm 85: Mesleki Ayrıcalıkları Aklınızdan Çıkarmayın
Bağışlanan Terapide Adı Geçen Kitaplar
· Divan/ Yalom( Ferenczi’nin kendini açma girişimine karşı verdiği olumsuz tepkilerin soyut ve modası geçmiş görünüyor. Divan adlı romanım onun deneyini çağdaş terapide yinelemeye çalışır.)
· Karamazov Kardeşler/Dostoyevski (eserde heybetli sorgulayıcı insanın her zaman sihir, gizem ve otorite istediğini öne sürer. Şifacılar bunu bilerek iyileştirme uygulamalarını tarih boyunca gizlilik örtüsüyle kaplamışlardır.)
· İvan İlyiç’in Ölümü (Ölmekte olanlarla ilgilenen çoğu akıl sağlığı çalışanına eğitimleri sırasında önerilir.)
· Savaş ve Barış/Tolstoy (Pierre idam mangasından son anda kurtulduktan sonra büyük bir dönüşüm geçirir. )
· Bir Noel Şarkısı/Dickens ( gelecek cininin kendi ölümünü Scrooge’e göstermesinden sonra gelen dönüşüm)
· Grendl/John Gardener ( yaşamın gizemlerilyye kafası karışan kahraman bilge rahine başvurur ve o da iki basit ifade, altı korkunç sözcük sarfeder: her şey yok olur ve seçenekler dışlanır)
· Düşüş/A. Camus( İnan bana, bir insanın vazgeçmesi en zor olan şey gerçekten istemediği şeydir)
· Sevme Sanatı/ Eric Fromm (Hem hasta hem terapist için aynı şekilde değerli bir kaynaktır.
· Bir Yaz Gecesi Rüyası/W. Shakespeare (karakterlerin büyülerinden kurtulması ve sonrasında gelişen olaylar…)
· Winnicott(Makale: annelerin bebeklerinden nefret etmelerinin on sekiz nedeni)
· The Way Things Are(İşlerin Gidişatı)- Allen Wheelis
Comments